Çetinkaya Avukatlık Ofisi

İdare Hukuku


İzmir İdare Davaları Avukatı | İzmir Avukat

İdare Hukuku

İdare hukuku, temelini Anayasa’dan alan ve amacı kamu yararını gerçekleştirmek olan idarenin işleyişini ve kişilerle olan ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Dolayısıyla idarenin gerçekleştireceği idari işlemler, gerçek ve tüzel kişileri yakından ilgilendirmekte olup, söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olması halinde, bu hukuka aykırılıkların giderilmesi için idarenin yetkili mercilerine başvurulması ve davaların açılması gerekmektedir. Hukuk büromuzun idare hukuku alanında vermekte olduğu hizmetlerin başlıcaları şöyledir;

– İptal Davaları

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’inci maddesine göre “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptallari için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” iptal davası olarak belirtilmiştir. İdarenin tesis ettiği işlemlerin iptal davasında amaç, idarenin faaliyetlerinin hukuka uygun olmasını sağlamak ve hukuk düzeninin korunmasıdır.

İptal davası sonucu mahkemece verilen iptal kararı idari işlemin yerindeliğinin denetlenmesi değildir. İdari yargı yeri bir üst makam işlevi görmez, yalnızca işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline karar verir. İptal kararı sonucunda idari işlem yapıldığı ilk tarihten itibaren ortadan kalkar. İptal kararları geriye yürümekte ve böylece idari işlem baştan itibaren hiç yapılmamış sayılmakta ve yapılmamış gibi sonuç doğurmaktadır.

İptal davası sonucu işlemin iptali ile idari işlem ortadan kalkar ve bu sonuçtan yalnızca iptal davasını açan değil herkes yararlanır. İptal kararı objektif niteliktedir.

İptal davası sonucunda hukuka aykırı işlem iptal edilir. İptal edilen işlemin yerine uygun olan işlemin yapılması yönünde karar verilemez.

İptal kararının yerine getirilmesi için, idare tarafından bir işlem yapılmasına gerek yoktur. İdarenin pasif kalması, kararın uygulanması için yeterli olur. Ancak, iptal kararı, hukuki etkisini kendiliğinden doğurmasına rağmen, fiili etkisini her zaman kendiliğinden doğurmaz.

file:///C:/Users/HP/Downloads/google45c24baa8b84a98a%20(2).html

İptal kararının uygulanması için idarenin işlem ve eylemlerde bulunması gerekebilir. Bununla birlikte tesis edilen işlem iptal edildikten sonra, işlem çeşidi değiştirilerek veya yeni bir düzenleyici işlem yapılarak, işlem yenilenemez; yine aynı sonucu doğuran işlem, başka bir adla yapılamaz. İptal kararının kesin hüküm etkisini ortadan kaldıracak biçimde, aynı işlem yeniden yapılamaz.

İptal kararının konusu olan işlem, bir istemin reddine ilişkin olumsuz bir idari işlem ise, iptal kararı ile işlem kendiliğinden hükümsüz sayılır. İdarenin bir şey yapmasına gerek yoktur. Ancak, olumsuz bir işlemin iptal hükmü, idari işlem yerine geçerek olumlu bir durum da oluşturmaz. İptal kararı idari işlemin yerine geçmemesine rağmen, iptal kararı gereği idare uygun işlem ve eylemde bulunmaya mecburdur.

İptal kararı, iptal olan işlemi ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren yürürlükten kaldırır. İdare; iptal kararlarına uymak, gereklerini yerine getirmek, iptal kararının içeriğine ve amacına uygun eylemde bulunmak zorundadır. Hukuk büromuz imar hukukunda yetkin ekibiyle, idare ile meydana gelen uyuşmazlıklar ve yaşanan mağduriyetler için hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi, iptal davaların açılması ve takibinin yapılması hususlarında hizmet vermektedir.

– Kentsel Dönüşüm Hukuku ve İptal Davaları

6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği başta olmak üzere ilgili mevzuattan kaynaklanan idari işlemin iptali davaları ofisimizin uzman ekibi tarafından yürütülmektedir.

– Tam Yargı Davaları

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal olanlar tarafından açılan davalardır.

İdari yargıda tam yargı davası kapsamına giren, idare hukukuna özgü tazmin telafi ve geri alma davalarından oluşan tazminat davaları, idari faaliyetlerin hukuka uygunluk denetimi sonucu, ilgililerin sübjektif hukuki durumlarında ortaya çıkan hak ihlallerinin giderilmesini amaçlayan, idarenin hukuk kuralları içinde kalmasını sağlayan etkin bir denetim ve yaptırım aracıdır.

Tazminat davası, tam yargı davalarının en belirgin olanı ve en çok kullanılan türüdür. İdari yargıda açılan tazminat davaları, idari işlem ve idari eylemden kaynaklanmaktadır. İdari eylemden kaynaklanan tazminat davaları hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk esaslarına göre incelenmektedir.

Hukuk devleti ilkesi gereği faaliyetlerini hukuka uygun biçimde yürütmek zorunda olan idarenin, hukuka aykırı eylem yapması veya işlem tesis etmesi, kural olarak hizmet kusurudur.

Kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağandışı zararların idarece tazmini; Anayasanın 125.maddesi gereği ve Türkiye Cumhuriyetinin “Sosyal Hukuk Devleti” niteliğinin doğal bir sonucudur.

İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, “hizmet kusuru” veya “kusursuz sorumluluk” ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. Öte yandan, nedensellik bağı idarenin tazmin sorumluluğunun mutlak koşulu da değildir. İdarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararları da, nedensellik bağı aranmadan “sosyal risk” ilkesi gereğince tazmini gerekmektedir.

– Devletin Özel Mülkiyetindeki Taşınmazlar İçin Düzenlenen Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin İptali Davaları

Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, işgali üzerine, görevli komisyonca takdir ve tespit edilecek bir ecri misil bedeli istenir. Ancak söz konusu ecri misil bedelleri fahiş ya da tamamen hukuka aykırı bir şekilde belirlenmiş olabilirler. Bu bedelin yeniden incelenmesi için talepte bulunulur ve talep üzerine idare tarafından ecri misil düzeltme ihbarnamesi düzenlenir. İdare aleyhine ecri misil düzeltme ihbarnamesinin iptali için dava açılabilmesi mümkündür.

– Kamulaştırma (İstimlak) ve Kamulaştırmasız El Atma Davaları

Kamulaştırmasız el atma, kamulaştırma yetkisine sahip bir idarenin, Anayasa ve yasalara uygun bir işlem gerçekleştirmeksizin, bir kişinin taşınmaz malına el koyması ve onun üzerine bir tesis, bina, yol gibi bir yapı gerçekleştirmesi ya da o taşınmaz malı başka bir kamu hizmetine tahsis ederek mal sahibinin taşınmazı üzerindeki mülkiyet ve kullanma hakkının kullanımını kısıtlamaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmasıdır.

Kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilen uygulamalar, idarenin herhangi bir yasal dayanak bulunmaksızın taşınmaz üzerinde fiilen tasarrufta bulunması şeklinde olabileceği gibi, idari bir kararla mülkiyet hakkının kullanılamaması şeklinde de olabilir.

Kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarda gerçek yada özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, devlet veya kamu tüzel kişilerince bedeli karşılığı alınmasına kamulaştırma denilmektedir. 4650 sayılı kanunla değişik 2942 sayılı kamulaştırma kanunu ile kamulaştırmalarda uygulanacak usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu davalarda idare tarafından vatandaşa teklif edilen bedeller düşük kaldığı taktirde tarafların sunacağı delillere göre mahkemece taşınmazın gerçek değeri tespit edilmekte ve bu bedel karşılığında taşınmazın tapusu iptal edilerek idare adına tescil edilmektedir. Kamulaştırılan taşınmazın arsa ve arazi olmasına göre ayrı kriterler uygulanarak taşınmazların gerçek değeri tespit edilmektedir. Bu sebeple dosyalara taraflarca -özellikle taşınmazı kamulaştırılan şahıs ya da vekilince – yeterli delil ve hukuki done sunulmadığı taktirde ödenecek bedeller düşük kalabilmektedir. Bunun için bu konuda hukuki destek alınmasının çok büyük önemi vardır. Arsa vasıflı taşınmazlar sunulacak emsalller büyük önem arz etmektedir. Tarım arazilerinde ise gelir metodu uygulanmakta ve kapitalizasyon faizine göre değerlendirme yapılmaktadır.

– Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları

5393 sayılı Belediye Kanunu uyarınca, belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin, kanunlara dayanan kararlarına ve duyurularına uymakla yükümlüdür. Söz konusu yükümlülüklere uyulmaması halinde, belediye encümeni tarafından kanunlarda öngörülen bir takım cezalar verilmektedir. Bu cezaların hukuka aykırı olması halinde iptal davaları açılabilmektedir.

– İdarenin Düzenleyici İşlemlerinin İptali Davaları

Düzenleme yetkisi, yürütme ve idarenin bireysel nitelikte olmayan, genel ve objektif kural işlemler yapma yetkisidir. Bu anlamda düzenleme yetkisi, maddi anlamda kanun tanımı ve yasama kavramıyla özdeşleşmektedir. Kanunlar ve onlara eşdeğerdeki pozitif hukuk metinleri; nesnel, soyut, genel ve sürekli nitelikteki hukuk kurallarını içeren, etkileri yönünden de objektif hukuk alanında yeni bir durum yaratan ya da mevcut bir durumu düzenleyen veya ortadan kaldıran kural işlemlerdir.

Danıştay Kanunu’nun 24. maddesi gereğince idare tarafından düzenlenen ve yürürlüğe konulan yönetmelik, tüzük, tebliğ vb. işlemlerin hukuka aykırı olması halinde iptali için dava açılması mümkündür.

– Kamu İhaleleri Konusunda Danışmanlık Ve Çıkabilecek İhtilafların Mahkeme Önüne Taşınması Halinde Dava Vekilliği Ve Davanın Takibi

Kamu İhale Kanunu ve bağlı yönetmelikleri kapsamında, idare tarafından gerçekleştirilen ihalelerin hukuki şartlarının yerine getirilmesi ya da ihale sürecinde yaşanabilecek hukuka aykırılıkların çözümü için yetkili idare mahkemeler nezdinde müvekkillerimizin temsil edilmesi mümkündür.

İzmir En İyi Avukat | Avukat Alperen Cihan Çetinkaya

Avukat

Alperen Cihan Çetinkaya

Hukuki Hizmetlerimiz

İmar Hukuku

İcra ve İflas Hukuku

Şirketler Hukuku

Kentsel Dönüşüm Danışmanlığı

İdare Hukuku

Enerji ve Madencilik Hukuku

Gayrimenkul ve İnşaat Hukuku

Dava ve Uyuşmazlık Çözümü

Son Yazılar



20. Hukuk Dairesi         2016/3895 E.  ,  2016/4009 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin davada İzmir 16. Aile, İzmir 2. Sulh Hukuk ve İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik dışı […]

20. Hukuk Dairesi 2015/4832 E. , 2015/8351 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Selim Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 28/01/2015 NUMARASI : 2015/2-2015/76 Velayetin düzenlenmesine ilişkin olarak açılan davada İzmir 14. Aile Mahkemesi ile Selim Asliye Hukuk (Aile)Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: […]

Boşanma Davası Boşanma davası açılırken, dava açılış dilekçesi ile birlikte eşlerin evlilik tarihleri, evliliğin yapıldığı yer, evliliğin süresi, çocukların varlığı, çocukların yaşları, çocukların evlilik tarihinden önce doğmuş olup olmadıkları, boşanma nedeni gibi bilgilerin yer aldığı evlilik cüzdanı fotokopisi ve eşlerin nüfus cüzdanı fotokopilerinin eklenmesi gerekir. Boşanma davası açılırken, evlilik tarihinden itibaren 6 ay ve fiilin […]

2. Hukuk Dairesi         2018/6008 E.  ,  2019/4032 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp […]

İzmir Avukat Randevusu

Avukatlık ve Danışmanlık Hizmetleri İçin Randevu Alın



    Ofis

    Adresimiz

    MANSUROĞLU MAH. 1593/1 SK. NO:32/12, İNCE MEMED PLAZA, BAYRAKLI / İZMİR

    Yol Tarifi Alın

    Sosyal Medyada

    Takip Edin